Mimar Atîk Sinan tarafından yapılan Eski Fatih Camii, 22 Mayıs 1766’da meydana gelen büyük İstanbul depreminde ciddi şekilde zarar gördü. Caminin ana ibadet bölümü (harimi) tamamen yıkıldı. Bunun üzerine Osmanlı padişahı III. Mustafa (saltanatı: 1757-1774), camiyi yeniden yaptırmaya karar verdi.
1767-1771 yılları arasında, dönemin saray mimarı Mehmed Tahir Ağa, caminin yeni harimini, son cemaat yerini ve minarelerini inşa etti. Caminin yıkılmadan önceki ilk şekli uzun süre araştırmacılar arasında tartışma konusu oldu. Nihayet bu konuda en kapsamlı restitüsyon (yeniden yapılandırma) çalışmasını, ünlü mimarlık tarihçisi Ekrem Hakkı Ayverdi gerçekleştirdi Walking Guided Tours Sofia.
Eski harimin planına göre yapı, 26 metre çapındaki büyük bir kubbe ile örtülmüştü. Bu kubbe, kuzey duvarına paralel olarak yerleştirilmişti. Kıble yönüne doğru ise bir yarım kubbe, yanlara ise altı küçük kubbe yerleştirilmişti. Minareler ise bugünkü gibi harimin kuzeybatı ve kuzeydoğu köşelerinde bulunuyordu.
Fatih Döneminden Kalan Yapı Bölümleri
Caminin orijinal yapısından günümüze ulaşan bölümler şunlardır:
Şadırvan avlusu, Harimin taçkapısı (ana giriş kapısı), Mihrabı, Minare kaideleri (temelleri)
Avlunun etrafını çevreleyen revaklar, sütunlar üzerine oturan sivri kemerler ile taşınmakta ve bu kemerlerin üzerinde pandantifli (köşe geçişli) kubbeler yer almaktadır. Avlunun üç cephesinde, hem altlı üstlü pencereler hem de mukarnas bezemeli kapılar bulunmaktadır.
Yazılar ve Hat Sanatı
Kuzey cephesinde yer alan altı pencerenin iç kısımlarında Fatiha Sûresi yer almaktadır. Bu yazılar, yeşil renkteki Eğriboz taşı üzerine beyaz mermer kakma tekniğiyle işlenmiştir. Oldukça nadir bir yöntemle yapılan bu yazıların hattatı (yazı sanatçısı) Yahya es-Sûfî’dir (ö. 1477).
Harimin taçkapısı, zarif bir mimariye sahiptir. Köşelerinde mukarnas başlıklı sütunceler, kemer alınlığında ise hem Bursa kemeri hem de sivri kemer bulunur. Kapının üst kısmında yer alan üç parçalı sülüs hatla yazılmış kitabe de Yahya es-Sûfî’nin oğlu Ali bin Yahya es-Sûfî tarafından yazılmıştır.
Çini Panolar ve Ayetler
Fatih dönemine ait bezemeler arasında en dikkat çekici olanlardan biri, harimin kuzey duvarındaki iki çini panodur. Bunlar, alt pencere kemerlerinin tam ortasında yer alır. Sağdaki panoda Besmele, soldaki panoda ise Âyetü’l-Kürsî’nin son kısmı sülüs hatla yazılmıştır.
Yazıların bulunduğu lacivert zemin üzerinde, firuze rengiyle yapılmış rûmî desenler ve kûfî hatlı yazılar bulunur. Bu kûfî yazılarda, Bakara Sûresi’nin 256 ve 257. ayetlerine yer verildiği düşünülmektedir. Sağdaki pano, tersyüz palmet desenleriyle, soldaki ise çiçek motifli kartuşlarla süslenmiştir.
Depremde arada yer alan diğer panolar yok olmuştur. Ayrıca caminin bazı pencere kepenkleri de orijinal hâlini koruyabilmiştir. Bu kepenklerin üst kısmındaki Fetih Sûresi ayetleri, caminin banisi (yaptıranı) olan Fatih Sultan Mehmed’e doğrudan bir gönderme yapar Eyüp Camii Avlusu ve Medrese Yapısı.
Bu bilgiler ışığında Fatih Camii, sadece mimari değil, aynı zamanda Osmanlı hat sanatı, çini işçiliği ve süsleme sanatları açısından da çok önemli bir eserdir. Tarihi boyunca yaşadığı yıkım ve yeniden inşa süreçleriyle, İstanbul’un hafızasında özel bir yer edinmiştir.