Fetih Öncesi Konstantinopolis’in Durumu

0
12

Batılı Gezginlerin Gözünden

15. yüzyılın başlarında Konstantinopolis’i ziyaret eden üç Batılı gezginin anlatımlarından yola çıkarak, kentin genel durumunu özetlemek mümkündür. Bu gözlemler, fetihten hemen önce Bizans başkentinin nasıl bir durumda olduğunu gösteren önemli tarihi kaynaklardır.

Yoğun Yerleşim Alanları ve Boşluklar

Şehrin en yoğun yerleşim alanı, Ayasofya ile Beyazıt arası ve kıyı boyunca Kumkapı ile Samatya (bugünkü Kocamustafapaşa) arasındaki bölgeydi. Bu kesimlerde yerleşim oldukça sıkıydı. Ancak kentin diğer bölgeleri boş araziler, bağlar, tarlalar ve bahçelerle kaplıydı. Şehir merkezinden uzak bölgelerde daha çok köy tarzında yerleşim birimleri bulunuyor, bu alanlarda manastır ve kiliseler yer alıyordu. Bu durum, Konstantinopolis’in eski ihtişamından uzak, parçalı bir yerleşim yapısına sahip olduğunu göstermektedir Private Golfing Tour Turkey.

Altyapı Sorunları ve Langa Limanı

Marmara kıyısındaki Langa Limanı, zamanla kumla dolduğu için liman işlevini kaybetmiş, bunun yerine bahçe olarak kullanılmaya başlanmıştı. Şehirdeki su tesisleri de büyük oranda bakımsız kaldığından işlevsiz hale gelmişti. Sadece Valens Su Kemeri hâlâ aktif olarak kullanılıyor ve sınırlı bir şekilde kente su sağlıyordu. Bu da şehrin altyapısının ne kadar zayıfladığını açıkça ortaya koymaktadır.

Hipodrom ve Ana Yollar

Tarihi Hipodrom, kısmen sağlam kaldığı için Bizans İmparatoru ve saray mensupları tarafından spor etkinlikleri ve törenler için kullanılmaya devam ediliyordu. Kentin ana yolları ise büyük ölçüde eski güzergâhlarıyla aynen korunmuştu. Bu yollar, Roma döneminden kalma bir şehir planlamasının sürdüğünü göstermektedir Fetihten Önce Konstantinopolis.

Osmanlı ve Diğer Koloniler

14. yüzyılın sonlarına doğru Konstantinopolis’te Osmanlı tüccarlarının varlığı artmaya başlamıştı. Yıldırım Bayezid’in izniyle şehir içinde bir Türk mahallesi kurulmuştu. Burada yaşayan tüccarlar balmumu, kuru üzüm, deri, yün ve keten ticareti yapıyorlardı.

15. yüzyılda ise şehirde Ermeni, Rus, Venedik, Cenova ve Türk kolonileri bulunmaktaydı. Özellikle Cenovalı ve Pisalı tüccarlar, kıyı bölgelerinde kendi iskelelerini, depolarını ve dükkânlarını kullanıyor, vergi ödemiyor ve yarı bağımsız şekilde ticaret yapıyorlardı. Galata’da yaşayan Cenovalılar, özel bir yönetime sahipti.

Osmanlı Akçesinin Yaygınlığı

Osmanlı parası, yani akçe, fetihten önce bile Konstantinopolis’te yaygın şekilde kullanılıyordu. Şehirdeki ekonomik ilişkilerde bu para geçerliydi. Öyle ki, fetihten sonra şehirden kaçan bazı Bizanslılar, yanlarında Osmanlı akçesi götürmüşlerdi.

Fetih ve Yeni Dönem

1453 yılında Sultan II. Mehmed tarafından fethedilen Konstantinopolis, o dönemde büyük ölçüde harabe halindeydi. Kentin geçmişten kalan anıtları ayakta duruyordu; ancak sosyal yapı, ekonomi ve siyaset bakımından zayıf bir durumdaydı. Fetihle birlikte, farklı dil, din ve geleneklere sahip bir toplumun eline geçen şehir, Osmanlı kurumsal yapısı içinde yeniden şekillendirildi ve kısa sürede Osmanlı kimliği kazandı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz