Batılı Gezginlerin Tanıklığı
1453 yılında Osmanlıların eline geçen Bizans başkenti Konstantinopolis, fetih öncesi döneminde siyasi ve ekonomik olarak büyük ölçüde zayıflamış bir durumdaydı. Şehir, tarihî ihtişamını büyük ölçüde yitirmiş, nüfus azalmış ve harap yapılarla dolu hale gelmişti. Bu dönemi gözlemleyen bazı Batılı seyyahlar, gezileri sırasında kentin durumunu ayrıntılı biçimde kaleme aldılar. Bu gezginlerden biri de Fransız asilzadesi Bertrandon de la Broquiere idi.
Bertrandon de la Broquiere’in Yolculuğu ve İzlenimleri
1400–1459 yılları arasında yaşamış olan Broquiere, Burgonya Dükü III. Philippe’nin görevlendirmesiyle 1432-1433 yıllarında Doğu’ya seyahat etti. Yolculuğuna Gent (Gand) kentinden başlayan Broquiere; Roma, Venedik, Girit, Rodos, Kıbrıs, Yafa, Kudüs, Şam, Antakya ve Adana gibi birçok şehri ziyaret ettikten sonra Kütahya ve Bursa üzerinden İstanbul’a ulaştı. 1432 yılı sonunda Üsküdar’a varan gezgin, ertesi gün Galata üzerinden Konstantinopolis’e geçmiştir Fatih’in İstanbul’u Yeni Bir Başkent Kurmak.
Konstantinopolis, o sırada Bizans İmparatoru VIII. Ioannes Paleologos tarafından yönetilmekteydi ve imparatorluk sadece Silivri’ye kadar uzanıyordu. Ayrıca, her yıl Osmanlılara 300.000 gümüş akçe vergi ödenmekteydi. Broquiere, sarayda düzenlenen tören ve eğlencilere katılmış ve gözlemlerini kaleme almıştır.
Şehrin Fizikî Durumu ve Ziyaret Ettiği Yapılar
Broquiere, şehirde birbirinden geniş boşluklarla ayrılan yerleşim bölgeleri olduğunu belirtmiştir. Özellikle Ayasofya çevresindeki meydanda, zamanında bronz at heykellerinin bulunduğu üç büyük sütun gördüğünü anlatmıştır. Bu heykellerin, daha sonra Venedik’e götürüldüğü bilinmektedir Private Fun Tour Istanbul.
Ayrıca gezgin, şehrin güney kıyısında, üç-dört kadırgayı barındırabilecek büyüklükte bir liman (bugünkü Kadırga Limanı) görmüş ve Pantokrator Manastırı (günümüzde Zeyrek Camii) ile Aziz George (Mangana) Kilisesi’ni ziyaret etmiştir. Bugünkü Topkapı Sarayı’nın yer aldığı bölgede, Mangana Sarayı’ndan bazı altyapı ve sarnıç kalıntıları dışında herhangi bir yapı kalmadığını not etmiştir.
Fakirlik ve Çöküşün İzleri
Tüm bu gözlemler, kentin nasıl bir yoksulluk ve yıkım ortamında olduğunu açıkça ortaya koyar. Şehir, halkın fakirliği, dini çekişmeler ve siyasi zayıflık nedeniyle savunmasız hale gelmişti. Bir zamanların Doğu Roma İmparatorluğu’nun görkemli başkenti olan Konstantinopolis, artık sadece bir şehir devletine dönüşmüştü.
Fetih öncesinde Konstantinopolis’in bu çöküş hali, Batılı seyyahların aktarımları sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır.